Kürek Gibi Kullanmaktan Ellerimiz Parçalandı!

Yazarımız Naif Karabatak, bu hafta depremin gizli kahramanlarından İyilik Derneği Adıyaman Temsilcisi Sami Türk’le yaptığı söyleşide, 6 Şubat’ı, yardımları, arama ve kurtarmanın zorluklarını konuştu.

Söyleşi 13.11.2023 19:58:00 0
Kürek Gibi Kullanmaktan Ellerimiz Parçalandı!

Yazarımız Naif Karabatak, bu hafta depremin gizli kahramanlarından İyilik Derneği Adıyaman Temsilcisi Sami Türk’le yaptığı söyleşide, 6 Şubat’ı, yardımları, arama ve kurtarmanın zorluklarını konuştu.

Karabatak, “Bu güzel insanlardan sadece birisini sayfama konuk etmek istedim. Yardım kuruluşlarımızdan birisi olan İyilik Derneğinin Adıyaman Temsilcisi, aynı zamanda bir eğitimci olan Sami Türk, depremin ilk anından itibaren şehirden kurtulma çabası, kendisini engelleyen gücü ve ‘İnsanların bize ihtiyacı var’ diye geri döndüren çocuklarının telkiniyle depremin ilk gününden bugüne kadar devam eden yardım ve gönderilen yardımı ulaştırma çabası…

Bu kadar olumsuzluğun ve zorluğun içerisinde, o günlerde çaba harcayan, insanların zorlukları aşmasına ufak da olsa katkı sunanları tanıtmaktır tek amacım.” dedi.

Söyleşiyi, gazetemizin 5’inci sayfasında ve gazetemizin web sitesi olan www.gunebakisgazetesi.com adresinde okuyabilirsiniz.

 

Depremin Gizli Kahramanlarından İyilik Derneği Adıyaman Temsilcisi Sami Türk:

“Kürek Gibi Kullanmaktan Ellerimiz Parçalandı”

 

Başlarken

6 Şubat Depremini konuşuyoruz, daha çok konuşmaya da devam edeceğiz. Gönül isterdi ki, “sadece bir sallantı” olarak hep konuşalım ama öyle değildi. Hem şiddeti çok büyüktü hem de ölümü ve yıkımı.

Böyle bir zamanda öne çıkanlar ve hiç görünmeyen güzel insanlar da oluyor. Bunlardan birisi de elbette o zor günlerde el uzatan, el uzatanlara aracı olan ve bütün bunları da gönüllü olarak yapan gönlü geniş insanlardır.

Elbette o güzel insanlardan çokça var ve iyi ki var. Yoksa o günleri hiç atlatamaz, ölü sayısını hesaplayamazdık. 

Bu güzel insanlardan sadece birisini sayfama konuk etmek istedim. Yardım kuruluşlarımızdan birisi olan İyilik Derneğinin Adıyaman Temsilcisi, aynı zamanda bir eğitimci olan Sami Türk, depremin ilk anından itibaren şehirden kurtulma çabası, kendisini engelleyen gücü ve “İnsanların bize ihtiyacı var” diye geri döndüren çocuklarının telkiniyle depremin ilk gününden bugüne kadar devam eden yardım ve gönderilen yardımı ulaştırma çabası…

Sürekli depremi hatırlatmak gibi bir niyetim yok. Zaten yapılmayanlar, aksayanlar, toz, asbest, Adıyaman’da yaşayanlara depremi hiç unutturmuyor.

Bu kadar olumsuzluğun ve zorluğun içerisinde, o günlerde çaba harcayan, insanların zorlukları aşmasına ufak da olsa katkı sunanları tanıtmaktır tek amacım.

İlgiyle okuyacağınızı umuyorum…

***

 

-Normal zamanda yardımseverlerden alıp, yardım bekleyenlere ulaştırmak çok da kolay değil. Bir de bunun deprem zamanı var. Siz, 6 Şubat depremin ilk günleriyle birlikte depremzedelere yardım ulaştırdınız. Bunun nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum ama önce depremin ilk anlarına dönelim ve siz depreme nasıl yakalandınız?

Biz evde 7 kişi olarak yaşıyoruz. Kar yağışı nedeniyle pazartesi sabah okulların tatil edildiği haberini almış ve ailece bir gün planlaması bile yapmıştık. Tüm aile olarak, sabırsızlıkla sabah olsun, birlikte gün geçirelim heyecanıyla yataklarımıza girmiştik. Depreme uykuda yakalandık.

-Evden nasıl kurtuldunuz ve saat kaçtı?

Evimiz dokuzuncu katta olduğu için çok büyük bir sallantı ve korku ile tüm aile anında kalkmıştık. Rabbim yüzümüze baktı ve yatak odalarımızın dışında ki odaların duvarlarından bazıları devrildi, tavandaki alçı ve ters tavanlar hep düştü. Çok şükür biz ailecek herhangi bir yara almadan çıktık. 

-Henüz depremin sıcaklığı varken ve herkes şokta, gönüllüleriniz de henüz ortada yokken, yardım isteyenlere el uzatamamak, nasıl bir duygu?

İlk anda insani olarak oradan kurtulmak için ailemi korumak amacıyla aracımıza bindik ve herkes gibi ilden ayrılmak adına hızla şehir dışına doğru yola çıktık. Altınşehir denilen bölgede düz asfalt yolda aracımın tekeri patladı. Hemen değiştirdim. Araca bindim, ama bir güç beni engelledi. Eşime ‘biz ne yapıyoruz’ diye üç kez sordum. Hep aynı cevap ‘kaçıyoruz’ oldu. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra çocuklarım, eşim hep beraber ‘baba dönelim. İnsanların bize ihtiyacı var” dediler. Döndük…

Değişik whatsapp gruplarıma yazdım; ‘Biz ayaktayız, iyiyiz. Dursun Çavuş Camiinin karşısındaki açıklık alanda toplanalım. Biz oraya gidiyoruz’. 

İyilik Derneği Genel Merkeze de durumumuzla ilgili mesajlar attım. İyilik Derneğinin çalışmalarını bilenlerden çok sayıda mesajlar geliyordu. Çok değer verdiğim bir arkadaşımın kızı henüz mesaj gelirken bana mesaj atmıştı ‘amca babama yetiş, biz ulaşamıyoruz’ yazmıştı. Hemen evine gittik. Manzarayı gördükten sonrasının insanoğlunun acziyetini ifade edecek kelimeler yoktur.

Tüm Adıyaman Depremzedeydi

-Depremin ilk üç günü hep tartışıldı, daha da tartışılacak gibi. Sizin gözleminizle Adıyaman’a ilk yardım saat kaçta geldi, ilk suyunuzu ne zaman içtiniz, bir ekmek dahi olsa ilk yiyeceğinizi ne zaman yediniz?

Felaket sonrasında kurumları ben de çok eleştirdim, fakat şu da bir gerçek ki tüm bu Adıyaman depremzedeydi ve herkesin mutlaka bir yakını ya ölmüş ya da enkazda idi. 

-Yardıma nasıl başlayabildiniz?

İyilik Derneği merkezinin yönlendirmesi ile Şanlıurfa İyilik Derneği bir kamyonetle kazma kürek ve bir kamyon ekmek getirdi ve dağıttık. Bir hafta boyunca Şanlıurfa merkez ve Siverek’ten kamyonlarla ekmek geldi. Değişik illerden ekmek içi helva, yine Şanlıurfa’dan lahmacun ve dürümler geliyordu. 

İlk Yemeğimizde Bütün Damağımı Yakmışım

-Siz de yemek yiyordunuz bu arada değil mi?

Hayır, üçüncü gün baygınlık geçirince fark ettim ki, ne ben ne de arkadaşlarım kendimize bakmıyoruz, hepimizin dudaklar patlamış, uykusuz, perişan bir haldeyiz. Hemen bir yemekhane kurup taziye evinde kalan 300 kişiye ve 150 kişilik bizim gönüllülere Perşembe günü sıcak yemek vermeye başladık. Nasıl özlemişsem, ilk yemeğimizde tüm damağımı yakmıştım.

Birinci Derece Yakını Anlamadım, Güzel İnsanları Kaybettik

-Birinci derece yakınlarınızdan kaybınız var mı, akraba, arkadaş olarak kaybınızı rakam olarak alabilir miyim, malum sadece rakamlarla anlatabiliyoruz.

 Birinci derece lafını hiç anlamadım; benim abim dediğim, kardeşim dediğim, dostum dediğim ailecek görüştüğüm ve tüm aile olarak ölen 100 civarında güzel insan var. Oturup tek tek nasıl sayılır, bilmiyorum. Şunu söyleyebilirim eşim çocuklarımla evden çıktık. Annem kardeşlerim Adana’da yaşadığı için onlarda iyiler buna sevinilebilir mi bilemiyorum.

-Bir yardım kuruluşu temsilcisi olarak baktığınızda, böylesine büyük afetlerde ‘yardım’ ve ‘kurtarma’ yönünden ne kadar hazırlıklıyız ve aslında eksiğimiz ne?

Böyle bir felaketin tatbikatını Maraş’ta yakın zamanda yapmışlardı. Böyle bir felaket geldikten sonra gördük ki sonradan ah vah çekmenin anlamı yok. Tüm kurumlar tüm müteahhitler, mühendisler önce insan demeli görüyoruz ki malzemeden çalmayınca otuz yıllık binalar ayakta iken malzemeden çalınca içerisine insan girmemiş binalar bile yerle bir oldu.

-Eğitimlerde bile ilk72 saat vurgusu var değil mi?

Evet, AFAD eğitimlerinde hep bahsederler ilk 72 saatin önemini. İlk saatler önemli. İnsanlar makine kullanamaz. Zaten ne kullanacak malzeme bulunur ne de kazma kürek. 

Lojistik Depo Yapıyoruz

-Kazma kürekle olmaz ama o bile elinin altında olması lazım

Evet, kazma kürek bile yok. Her mahallede muhtarlıkların yakınında, ne bileyim uygun bir yerde, küçük küçük malzeme depoları yapılamaz mı? İlk gün ellerimiz parçalandı, kürek gibi kullanmaktan. 

İlk günler yağmur yağıyordu yağmurluklar olamaz mı? Bu eksiklikleri gören İyilik Derneği bölge için Yunus Emre Mahallesi Kırkgöz mevkiinde 6 bin 740 m2’lik bir arsa üzerine lojistik depo yapımına başladı, Elhamdülillah.

İyilik Derneği, Bir Vicdan Hareketidir

-İyilik Derneğini biraz tanıtabilir misiniz?

İyilik Derneği İstanbul merkezli bir yardım kuruluşu iken 2013’te yaptığı olağan genel kurul toplantısıyla ulusal/uluslararası yardım kuruluşu hüviyeti kazanmıştır.  Ülkemizdeki az sayıda Kamu Yararına Çalışan Dernekler statüsünde olan bir sivil toplum kuruluşudur. 

Esasen İyilik Derneği, çalışmaları günden güne artan bir vicdan hareketidir. İyilik Derneği’nin faaliyet alanı; doğal afetler, insan eliyle gerçekleşen felaketler, savaşlar, açlık, susuzluk ve her türlü acil yardım konusunda yardıma muhtaç insanları kapsamaktadır. Bu faaliyetler sürdürülürken, kadim kültürümüzden edindiğimiz öğretilerle, bir insana yardım etmenin, onun mağduriyetini gidermenin, tüm insanlığın kurtuluşu için atılmış büyük ve etkili bir adım olduğunu bilen gönüllülerimiz sayesinde, yeryüzünde iyilik adına, vicdan adına, hayır adına her ne varsa gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.

-Dernek olarak Adıyaman’da depremzedelere nasıl yardım ettiniz, yardıma ne zaman başladınız, ekibi nasıl toparladınız. Bu zorluğu nasıl başardınız?

Adıyaman’da İyilik Derneği ve Bilgi Hikmet Vakfı’nın yılardır değişik alanlarda birlikte çalışma protokolü var. 

-Anlatabilir misiniz?

Elbette, mesela saat 07:30 gibi bir arkadaşımızın yıkılan binasında toplandık, orada yapılacak bir şey kalmadığını anladığımızda ‘herkes birinci derece ailelerine ulaşsın, saat 12:00’de şurada toplanacağız’ diye ayrıldık. 

Tekrar bir araya gelenler hızlıca genel durumları konuşup, ‘saat 16:00 da şurada toplanacağız’ diye tekrar ayrıldık. Birinci gün böyle geçti. 

-İl dışından gelen gönüllüler nasıl toplandı?

İyilik Derneği Genel Merkezinden bize insan gücü için yardım etmelerini istedik. Özellikle Şanlıurfa, Elazığ, Diyarbakır, Mardin, İstanbul, Bursa, Alanya, Kars, Doğubeyazıt gibi yerlerden 150 civarında gönüllü kardeşimiz Adıyaman’a gelerek bir ay boyunca bizimle kaldı. 

Depremin ikinci günü Altınşehir mevkiinin depremden daha az etkilenen Ahmet Tohumcu Taziye evininin tefrişatını yapıp, bahçesinde 12 Çadır kurduk ve dağıtımlarımıza buradan başladık.

-Depremin ilk günlerinden bugüne kadar çadır, konteyner, prefabrik ev gibi ‘geçici yerleşim’in yer olarak tercihi doğru muydu, farklı bir yer olabilir miydi?

Depremin ilk anından itibaren bazı kararlar hızlıca alınmalıydı. Alındı da ama kurulan çadırlarda alt yapı eksikliği, yerin uygun olmayışı nedeni ile su baskınları oldu. Hala yumuşak toprak üzerinde olan konteynerler var. Tabii ki, farklı yerlerde olabilirdi.

 -Adıyaman’da enkaz kaldırma çalışmalarının yaşayan insanlara zarar veremeden, sağlığını etkilemeden ve sürekli depremi hatırlatırcasına uzun süreyi kapsamasının sizce ana sebebi nedir?

   Hafriyat şirketleri ile yapılan ilk ihalenin eksiklikleri, şirketlerin daha çok kazanma hırsları yerinde ayrışım yapmaları.

Adıyaman’ın En Büyük Sorunu İnsanca Yaşamaya Uygun Olmayan Konteynerlerdir

-Adıyaman’ın şu an size göre en önemli üç sorunu nedir?

Birinci sıraya birçok kişi hava kirliliğini koyacaktır, ben hava kirliliğini üçüncü sıraya koyardım. İkinci sıraya sosyal doku ve kültür üzerinde etkilerini koyar, birinci sıraya ise insanca yaşama şartlarına uygun olmayan konteyner kentler nedeni ile çok yakında baş gösterecek ahlaki ve psikolojik çöküntüyü yazardım.

250 metrekarede yaşamayan insanlar, 21 metrekarede yaşamaya çalışıyor

-Konteynerlerin geçici bir yaşam alanından daha çok, kalıcı bir kültüre dönüşebileceği riski var mı?

Dernek faaliyetleri kapsamında konteyner ve prefabrik yerleşim alanlarına gittiğimizde görüyoruz ki, orada yaşayanlar kendileri de birkaç sene kalacaklarından eminler. 250 m2 evlerde yaşayamayan insanlar, 21 m2 evlerde yaşamaya çalışıyor. Bu, bir süre sonra büyük sıkıntılar çıkacaktır.

-Yapımı devam eden kalıcı konutlar, devletimiz tarafından yapılacak meydanlar, çarşılar, kurumlar, kuruluşlar, okullar, hastaneler.. bütün bunlar tamamlandığında Adıyaman’ın geleceğine yönelik umudunuz var mı ve bu umut, ne kadar güçlü bir umut?

Bir ayette ‘Allah’ın Rahmetinden Ümidinizi kesmeyin’ der. Hep umut var olmalı ve daha iyi günlerin geleceğini düşünerek tüm paydaşlar Adıyaman için daha çok çalışmalıyız.

-Deprem nedeniyle Adıyaman’dan gidenlerin, Adıyaman’a geri döneceğini düşünüyor musunuz?

Kesinlikle dönecekler. Birçok arkadaşımız kardeşimiz çok değişik nedenlerle arkalarına bakarak ağlaya ağlaya Adıyaman’dan hicret ettiler ama ilk fırsatta döneceklerdir.

Bu Şehre Borcumuz Var Deyip, Kalmayı Seçtim

-Söyleşinin başında anlatmıştınız, depremin ilk saatleriyle birlikte şehirden kurtulma çabanız ve geri dönmeniz. Ancak deprem süreci zor bir süreçti. O günden sonra Adıyaman’ı bırakıp gitmeyi düşündünüz mü, gitmediyseniz sizi engelleyen neydi?

Bizler tamamen Allah rızası için herhangi bir maddi beklenti olmadan çalışan gönüllü depremzede bir grubuz. Bu süreçte yaşadığımız tanık olduğumuz bazı insani olaylar sonunda insan olmamız nedeni ile bazen karamsarlığa düştüğümüz olmuştur. Bu zamanlarda gitmek isteğim oluşmuştur. Fakat hep Allah’ın yardımı yakındır. ‘Bu şehre borcumuz var’ dedim ve kalmayı seçtim.

-Aynı zamanda öğretmensiniz, öğrenci ve öğretmen arkadaşlarınızda kaybınız çok oldu mu?

Okulumdan ailecek görüştüğümüz değerli dostum Aziz Tosun eşi ve oğlu ile vefat etti. Birçok öğrencimizi Rabbimize teslim ettik.

Araç Kullanmaya Korkuyorum

-Deprem, Adıyaman’ın insanını öldürdü, binalarını yıktı, alt ve üstyapıyı mahvetti ama bir de görünmeyen değerlerimizi yok etti. Bunlardan bazıları kültürel ve sosyal doku, anılar, bilinirlilik, ortak değerler gibi. Bu konuda görüşünüzü merak ediyorum.

Depremin, deprem sonrasının kültürel ve sosyal doku ile ilgili verdiği tahribatın yıllar içerisinde daha çok anlaşılacağını düşünüyorum. Şu an için depremden önce Adıyaman’ı bilen bir kişinin Adıyaman’ı tanıma ihtimalinin olmadığını kendimden biliyorum. Depremden sonra Adıyaman’dan iki buçuk ay sonra beş günlüğüne ayrılan biri olarak hala araç kullanırken yönümü kaybediyor, sağdaki soldaki enkazlara bakınca insan uzuvları gördüğüm için önüme bakıyor kaza olasılığından dolayı araç kullanmaya korkuyorum.

Veren el, alan elden üstündür

-Son olarak, yardım etmek mi, yardım almak mı desem, hangisini tercih edersiniz ve neden?

Bizler alan ile veren arasındaki köprüyüz. Tabi ki veren el alan elden üstün, çalışan, kazanan ve malını Allah Rızası için harcayan kimse çalışmayıp isteyen bekleyen kimselerden üstündür.

 


Haber Kaynak : Editör

Vali Varol, 2 polisin şehit olduğu polis merkezinde incelemelerde bulundu

Polislere destek için polis merkezine akın ettiler

Pancar toplarken yılan soktu, askeri helikopterle sağlık ekiplerine teslim edildi

Milletvekili Kurt’tan Başsağlığı

Karakol Saldırısında İki Şehit

İçişleri Bakanı Yerlikaya’dan Saldırı Açıklaması

Vali Varol’dan Karakol Saldırısı Açıklaması

  • Pazar 31.5 ° / 19.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.9 ° / 17.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 27.5 ° / 16.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16