Aydın’dan Sendika Yapılanması Tepkisi

Sendika yapılanmasının olduğunu ve  Memur Sen Konfederasyonun sağlık alanında çalışma yürüten sendikasının Sağlık Sen olduğunu belirten Aydın, Sendikanın sadece idari katı değil aynı zamanda personelle ilk muhatap olan özlük biriminin de ele geçirildiğini ifade ederek şunları söyledi;

“400 yataklıda idari katı ele geçiren bir sendika yapılanması bulunmaktadır. Bu sendika Memur Sen Konfederasyonun sağlık alanında çalışma yürüten sendikası Sağlık Sen. Bu sendika sadece idari katı değil aynı zamanda personelle ilk muhatap olan özlük birimini de ele geçirmiş. Peki bu kişiler kim? Bu kişiler hem sendikanın yönetiminde yer alan kişiler, sendikanın temsilcileri hem de hastane yönetiminde bulunan kişiler. Bu bir iddia değildir. Sendikanın resmi internet sitesine girdiğiniz zaman sendikanın yönetiminde yer alan kişilerin aynı zamanda hastane yönetiminde de yer aldıklarını göreceksiniz. Biz buradan soruyoruz “Sendikacılar idarecilik yapacak ise idarecilere, idareciler sendikacılık yapacaksa idareye gerek var mıdır?”

Bu kişiler hastane yönetimine geldikleri zaman hastane başhekimi ile bir araya geldik. Baş hekime “idari yapıda sendika yöneticilerinin bulunmasının etik olmadığını, sendika yöneticisi kimlikleri ile hastane yöneticisi kimlikleri karıştırılabilir” dedik ve bu yönlü uyarımızı yaptık. Başhekim “buna ödün vermeyeceğini rahat olmamız gerektiğini” söylemişti. Bugün geldiğimiz süreçte ilk gün belirttiğimiz gibi görev karışıklığı yaşanmaktadır. Son 1 aydır sendika olarak hastanede yaptığımız çalışmada ön gördüğümüz durum açık ve net bir şekilde yaşanmaktadır. Birim sorumluları sendika tarafından belirleniyor, atanıyor. Birim sorumluları sendika tarafından belirlendikleri için hastanede çalışan emekçiler dolaylı olarak baskı ve mobbing ile malum sendikaya üye olma zorunda kalıyorlar. Malum sendikaya üye olmadıkları zaman kendilerini baskı içinde hissetmektedirler. Son 2 ay içinde bizden istifa eden üyelerimiz ile görüştük. İstifa etme sebepleri birim sorumluları. Bu birim sorumluları “ bize üye olun yoksa beni birim sorumluluğunda alacaklar, bize belli bir kota vermişler tamamlamamız gerekiyor” diyorlar. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak çalışanları baskı ve mobbinge maruz bırakıyorlar. Özellikle her 15 mayıs’ta sendikaların yetki süreçlerinde bu baskı daha çok artmaktadır. Malum sendikanın yetkiyi kaybetme gibi bir dertleri olmadıkları halde sadece “üye sayımızı arttırdık” demek için bu tür oyunlara girişmektedirler. Peki bu üye sayıları nasıl artıyor. Tabiki de idari katı ele geçirerek, birim sorumluları atayarak, idare ve birim sorumluları üzerinden baskı yaparak üyelerini arttırmaktadırlar. Memurları yoksulluk ve sefalete sürükleyen gene bunlar. Yetkili konfederasyon oldukları için toplu sözleşme masasında onlar bulunuyor. Günü dahi kurtaramayacak toplu sözleşmeye onlar imza atıyor. Mali ve özlük hak kayıplarına rağmen nicel olarak üye artışlarının tek sebebi kamu kurumlarındaki sarı yapılanmadır. Bunca başarısızlığa rağmen memurların neden üye olduğu anlaşılmaktadır. Emekçilerin mali, sosyal ve özlük haklarıyla ilgilenecekleri yerine çalışanların yerlerini değiştirmek, birim sorumluları atama gibi işlerle uğraşmaktadırlar.

İdari yapıdaki bu tip etik dışı yapılanma sadece Adıyaman da görülmemektedir. 43 ilde malum sendikanın 82 yöneticisi bu şekilde hastane idaresinde yer almaktadır. Müdür ve müdür yardımcıları Sağlık Bakanlığı tarafından sözleşmeleri yapılmaktadır. Bir sendika bakanlıklardan yerellerden en küçük birimlere kadar idari gücünü kullanarak bir sendikayı örgütlüyor. Bunları yetkili yapıp toplu sözleşme imzalıyor ve emekçileri sefalet zamlarına mahkum ediyor. Bu durum 7 dönemdir (14 yıl) devam ediyor. Bu sendikalarda yerellerde idareci belirlemede aktif rol alıyor. İç içe geçmiş girift ilişkiler var. İşte biz bu yüzden bu sendikaya sarı sendika bile demiyoruz. Sarı sendikalara bile zaman zaman taban baskısı nedeniyle kazanım elde etmek için eylem etkinlik yapar ve görecede olsa bazı haklar elde etmek için uğraşır. Bu yapıları sendika olarak tanımlamak imkansız bu nedenle bu tür oluşumlara yetkilendirilmiş sendikamsı yapı diyoruz. Bu kadar girift ilişki ve üye yapma rekoruna dünyanın hiç bir ülkesinde rastlayamazsınız. Buradan Sağlık Bakanlığına soruyoruz. Bu ülkenin birçok ilinde açıkça görülen yapılanma sendikal etiğe uygun mudur? Sağlık bakanlığının sözleşmeli yönetici kriterleri merak ediliyoruz. Hangi kritere göre yönetici yapılıyor. Ülkede onca liyakat ve tecrübe sahibi insan dururken, sendika yönetiminin içinden bu kadar kişinin yönetici olarak atanması bir güvenlik zafiyeti değil midir? Mobbing ve baskının son bulması gerekirken bu yapılanma şekliyle onlardan olmayanların çektikleri çile ve sürgünler artmayacak mı? Sağlık Bakanlığının devreye girerek etik dışı olan bu durumun bir an önce son bulması gerekmektedir. Kamu sağlık tesislerinde yöneticilerin liyakat ve tecrübe gibi şeffaf kriterler göz önünde bulundurularak belirlenmesini istiyoruz. 

Bu konunun takipçisiyiz. Hiçbir sağlık emekçisi liyakatsiz bir şekilde atanan bu yönetici ve birim sorumlularının mobbingine ve baskısına maruz kalmayacaktır. Liyakatli atamalar yapılana kadar mücadelemiz devam edecektir.”