Hamza Çelenk


Üstte Söz Aşağıda Ateş

Kadim sözler çoktandır kaybolmuş yanımızda ve herkes tekrar helvadan putları ile meydanda dolaşıyor. Büyük ateşler yakılıyor ve ateşe odun taşıyor yeni yetmeler ile kendisi dışında her şey olan zavallılar.


Garip bir zaman diliminde geçiyor dünya ve bu zamanın içinde söylenen her söz de aynı gariplikte anlamından hızlıca uzaklaşıyor. Çok fazla yeni anlamlar katıyor kendisine söz.  Normal olmayan bu zaman, kendisi ile doğrunun iki ucunda iki insan portresini meydana getiriyor yine.

Portrelerin ilki, “vur” dan “öldür”ü çıkaran bir anlayış ki, bu anlayışı hınç ve intikam büyütüyor. Sırtlan gibi karanlığı dört gözle bekleyen avareler topluluğu oluşturup toplumun yaşam damarlarını hızla parçalıyor, kini daha da büyütüyor, yaşam azmini öldürüyor, umudu bilinmeyen zamanlara yolluyor. Hücrelerimize girip onarılmaz tahribatlar meydana getiriyorlar ve zorla büyütülen umudu hoyratça ve sorumsuzca harcıyor. Normal olmayan bu zaman diliminde bunların sesi tüm sesleri hızla kapatıyor. Şizofren tedavisi görmesi gereken bu anlayış böyle zamanlarda el üstünde tutuluyor.

Portrelerin ikincisi, ondan da beter felaketlere insanları yolcu ediyor. Karakterlerin kuruşlar ve olanaklar tarafından belirlendiği yerlerde ahlakın ölçüsü kalmıyor. Olmayanı üretip kendilerine değer biçiyorlar. Bu pazarda karlı çıktıklarında daha da kural tanımaz bir hale geliyorlar. 

Portrenin birincisi nispeten ikincilerden daha masum. Kendilerinde zaten bir kin mevcut. İkiyüzlü değiller, oluşan yeni durumdan kendilerine görev addediyorlar, hem de çok şiddetli bir tonda.  Fakat diğer portre tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalık taşıyor. İlkinde normal zamanlarda da görülen bir çizgi varken ve bu çizgiye aklı başındakiler itibar etmezken ikincisi problem ve her halükarda kendine bir yer bulabiliyor. Toplumu inşa eden değerler kaybolduğu zaman sonraki nesiller de etkileniyor. Bu yüzden yarım yamalak kişiliklerin oluşturmuş olduğu bir alan yarım yamalak yeni kişilik/kişiliksizler oluşturuyor.

Bu ikisin durumuna bakıp doğrunun tersi yönünde büyük felaketler meydana geliyor. Başkaları da ayrı cihette aynı ateşe hızlıca odun taşıyor. Hızlıca yakmalar ve yıkmalar oluşuyor benliğimizde. Çok hızlı bir şekilde kirli bir zihin icra ediyoruz, bizimle aynı zihni taşımayan topluluk zaten dünden düşman belleniyor.

Birleri yukarda ses tonunu ayarlayamıyor.  Her ayarsız söz tufana, büyük felakete dönüşüyor.  Söz anlamından çıkıp ateş oluyor aşağıda. Kadim kültürler perişan, kadim şehirler harabeye dönüşüyor hızlıca. Uhuvvet yerini adavete bırakıyor.  Uç sözleri söyleyenler her muhitte kendine yer buluyor. Mutedil söz, sahibi ile hayattan uzaklaşıyor, kendine yer bulamıyor şimdiki zamanda.  Her zamandan daha fazla yukarıdan ateş değil, su istiyor ahali.

Kadim sözler çoktandır kaybolmuş yanımızda ve herkes tekrar helvadan putları ile meydanda dolaşıyor. Büyük ateşler yakılıyor ve ateşe odun taşıyor yeni yetmeler ile kendisi dışında her şey olan zavallılar.

#banayarındanbahset den