Dağınık sokaklar, dağınık ruhlarımız ve biz dağınıklıktan mutluluk arayan avareler ordusu…
Bu dağınıklığa bir çare olsun diye dergâha varıp pirimize kulak verdik. O her derdimize ayrı ayrı merhem sürdü
Ruh dinginliğimiz için:
Kulağınızı; iyi bir söze, sizi saran bir melodiye, estetik ile yoğrulmuş bir şiire; Gözünüzü ise uçsuz bucaksız doğaya, ruhu ile tuvale dokunan bir ressamın resmine, parmakları ile konuşan bir zanaatkârın yapıtına aşina kılınız.
Size ve sevdiklerinize iyi gelir...
Yol arkadaşının hüneri için:
Eğer süvarinin bir hüneri yoksa küheylan dahi zamanla yük beygirine döner.
Alçakgönüllülük için:
Estetik ile ihtişamın kapılarını farklı kilitler açar.
Estetiğin kilidi daima zarafet; ihtişamın kilidi genellikle görgüsüzlük olur.
Kahya için:
Ağanın zorba ve ahlaksız olanı gözüne kestirdiği başka bir ağaya kem söz etmesi için kahyasını onun kapısına gönderir, işler sarpa sarınca da kahyasına:
'terbiyesiz, sen nasıl kirvemize bu sözleri kullanırsın' deyip onu azarlar.
Bilesin istedim...
Kurnazdan uzak durmak için:
Unutma evlat!
Kurnaz bir adam birini methediyorsa
Iki sefer korkacaksın;
Ya methettiği kişi kendisi gibi biridir ve onu topluma bela etmek için methediyordur; ya da methettiği kişi methedilmeye değerdir, onu da methederek bir uçuruma doğru çekiyordur.
Yol olmak için:
Bayıra düştüm diye sızlanma; emek vererek, ter dökerek oraya bir yol yap ki senden sonra uğrayanlara yürümek gerektiğini hatırlatsın.
Yol arkadaşlığı için:
İnsanın ölçüsü insandır.
Kişi; Akıl danıstığı, beraber yürüdüğü, kefil olduğu ve emaneti verdiği kişi ile ölçülür.
Zamanı sordum…
O, bana dedi ki;
Yarayı beklemeye gerek yok; heybenizde her daim merhem bulunsun.
Dedim: Eyvallah pirim