Faysal Özgür


Paran Kadar Konuş

Hayatta, yaptığımız yanlış seçimlerin sonrasında aldığımız bir doğru karar ile bu yanlışların veya sonuçlarınının düzelmesini bekliyoruz.


Hayatta, yaptığımız yanlış seçimlerin sonrasında aldığımız bir doğru karar ile bu yanlışların veya sonuçlarınının düzelmesini bekliyoruz.

Sağlıksız beslenip, sigara içip, alkol kullanıp, sporsuz yaşayarak hasta olduktan sonra hekime gidiyoruz ve “beni iyileştir” diyoruz.

Her gün tıka basa beslenip fazla kilolu olduktan sonra perhiz yapıyoruz.

Ülke genelinde israfın önüne geçemiyoruz ve enflasyon canavarını beslemeye devam ediyoruz.

Geleceği hesap etmeden, yatırım yapmadan yaşayıp devletin vereceği maaşın çetelesini tutuyoruz.

Nasılsa müslüman olduğumuz için cenneti garanti ettiğimizi düşünüp, ahlakın bize gerekmediğini düşünüyoruz.

Devletin malını deniz görüyoruz(cümlenin devamını yazmaktan haya ettiğim için yazamıyorum).

%45 faizin ve daha yüksek oranda enflasyonun olduğu ülkemizde neyi yanlış yapıyoruz?

Ayağımızı yorganımıza göre uzatmıyoruz!

Bu cümlenin üzerine bir kitap yazılsa yeridir.

Tek tek kalem kalem bu faizin nedenleri sayılabilir ama buna gerek yok ki, hepimiz beş on dakika düşünsek buluruz zaten.

Bireysel düşünüp kimseye danışmadan ve kimseyi de düşünmeden karar verdiğimiz için genelde bencil oluyoruz.

El ele vererek sıkıntılarımızı çözme kültürüne inanmıyoruz.

85 milyon kişinin yarısından fazlası, doğru yanlış neyse artık oy kullanıp ülkenin geleceğini emanet edeceği kişileri seçiyor.

Bu seçilmişlerden isteğimiz ise “bana ne vereceksin“ oluyor.

Haliyle seçilenlerde bir üst merciye “bana ne vereceksin?” diye soruyor.

Aslında alışkanlık nedeniyle bana ne vereceksin diye sormamız yanlış değil.

Yanlış olan bakış açımız.

Çünkü yıllardır düzen böyle işliyor.

Ben kendim ve ülkem için ne yaptım diye sormaya başlarsak işler değişir ve düzelir!

İsraf etme, sağlıklı yaşa, ayağını yorganına göre uzat ve bunu çocuklarına öğret.

Herkes bunu yapmaya başlarsa her şey kendi kendine düzelir.

Bunun olacağına inandığım için bu yazdıklarımı kendi hayatımda uygulamaya devam ediyorum.

4-5 yıl sonra devletin vereceği emekli maaşının ne olacağını bilmiyorum, bildiğim şey ise yatırım kültürü ile yaşamam gerektiği.

100 gram altın alıp 10 yıl sonra yine 100 gram altın sahibi olmak bana göre değil.

O yüzden batamayacak kadar büyük şirketlerin borsada ortağı oldum ve temettülerine bel bağladım.

Batamayacak kadar büyük şirketler derken ise bizim şehrimiz gibi küçük şehirlerde bile şubesi olanları kastediyorum.

Borsadaki şirketlerin isimlerini okuyun ve şehirde tur atın.

Hangi şirketi gördüyseniz rahat olun hissesini alıp ortak olun,

Adıyaman’a bile yatırım yapmayı düşünen şirketlerin batma ihtimali çok düşüktür!

Kendi adıma katılım endeksine girmeyen şirketlerin hisselerini almıyorum.

Yatırım yapmadan para kazanma ihtimali sıfır olduğu için yatırım yaparak bu oranı yükseltebilirsiniz.

Ortağı olduğunuz şirketin müşteri hizmetlerine hesap da sorabiliyorsunuz.

Aslında paranız olursa herkese hesap sorabilirsiniz.

Seçilmişlerimizin bu kadar rahat davranmasının bir nedeni de parası olmayan insanlarımızın çokluğu.

Ya hesap sorabileceğiniz kişilere oy vereceksiniz yada hesap sormanın karşılığını verebilmek için para sahibi olacaksınız.

Kısaca, yatırım yapın malınız olsun ve lafınız para etsin…

Selam ve dua ile…