Faysal Özgür


Ortaya Karışık

Adıyaman’ı ayağa kaldıracağım cümlesini duyduğunuzda sizi de bir gülme almıyor mu? Memleket ayağa kalkınca ne olacak? Önceden şahtık da şimdi Şahmaran mı olacağız?


Adıyaman’ı ayağa kaldıracağım cümlesini duyduğunuzda sizi de bir gülme almıyor mu?

Ben, deprem öncesi ve sonrası olmak üzere yaklaşık 45 yıldır ayakta sanılan Adıyaman’ı gördüm açıkçası bir şeye benzemiyordu.

Memlekettir diye seviyorduk o ayrı ama Allah rızası için bizimle dalga geçmeden projelerinizi açıklayın.

Memleket ayağa kalkınca ne olacak?

Önceden şahtık da şimdi Şahmaran mı olacağız?

Allah’ım Yarabbim, birde söyledikleri yer de Adıyaman yani bilmediğimiz yer olsa palavralarını yutacağız.

Sanki deprem öncesi var olan; köprülerimiz yıkıldı, çevre yollarımız harap oldu, teleferiklerimiz bozuldu, fabrikalarımız hasar gördü, eğlence mekânlarımız kapandı ve bu arkadaşlar bunları tekrar yerine koyacak.

Yani depremden önce neyimiz vardı ki devrildi de şimdi onu yerine koymaktan bahsediyorsunuz?

Adıyaman denilince; Çelikhan tütünü, çiğköfte, Menzil ve Nemrut hariç Türkiye’de kimsenin aklına bir şey gelmiyor ki!

Ne zaman ki beşinciyi bulursunuz o zaman bakarız!!!

Bugün eleştiri getirmek istediğim diğer bir konu ise bizim cemaat üyesi abilerimizin sürekli olarak ihtiyaç sahibi kişiler için yardım istemesi…

Bir gün de hasret kaldım ki bu abilere bakıp güzel dinimiz İslam’ı bunlarda göreyim.

Eş, dost, akraba, memleket derdi yok varsa yoksa fakir fukara edebiyatı.

Yok şurada bir yetim var yok şurada bir öksüz var…

Tabi ki yardım edelim ama yardım eden insanı da esir almaya ne gerek var?

İslam’ı anlatmak için zaman harcamak yok!

Dışardan baktığımızda ne güzel insanlar işte salih Müslümanlar bunlar diye dikkatimizi çekmek yok!

Kendilerinden başka kimse ile muhatap olmak yok!

Ne var?

Sadece istemek var!

Bana ve diğer insanlara önce bir şeyler verin sonra isteyin.

Böyle yaparsanız bilin ki; memlekette zekat verilecek insan kalmaz.

İşin sırrı, ver gülüm al gülüm…

Son olarak, insanın kendisini çaresiz hissettiği zamanlar vardır mutlaka.

Ben mesela BİM’de alışveriş yaparken kasiyerin hızına yetişemediğim ve elimin ayağıma dolandığı anlarda kendimi çaresiz hissediyorum.

Birde deprem sonrası memlekete fareler dadanmış sanki kime sorsam bu konuda muzdarip.

İşte bu fare konusunda da ne yapacağımı bilmiyorum, hiç tahmin etmediğim yerlerden karşıma çıkıyorlar.

Efsaneye göre yırtıcı kuşlarımızın çalınıp ülke dışına kaçırıldıkları için olduğu düşünülüyor ama hadi hayırlısı…

Selam ve dua ile…