Faysal Özgür


Kahve Falı

Falına baktığın kişiyi tanımak avantaj olsada çok gerekli de değildir.


Genel itibari ile fal bakanların, edebiyat dersindeki kompozisyon sınavlarında olduğu gibi biri birine benzer; giriş, gelişme ve sonuç cümleleri olur.

Efendime söyleyeyim, üç gün mü desem üç ay mı desem, sana bir yol görünüyor mu desem, sanki gelinlik görünüyor, şurada bir kuş mu var? gibi gibi dinleyeninde merakını cezbeden cümlelersiz fal olmaz.

Falına baktığın kişiyi tanımak avantaj olsada çok gerekli de değildir.

Üç aşağı beş yukarı maddi ve manevi açıdan verilecek güzel bir habere(fala bakan söylese de) kim sevinmez.

Zaten o fincanı çevirip birine teslim ettiğinde aslında “buyur sana hazırım, bana lütfen güzel şeyler söyle” demiş oluyorsun.

Yaşadığın sıkıntıları paylaşmak için bir kahve fincanı ile dostuna veya tanımasan da dostunun dostuna gidiyorsun.

Dünyanın çoğu ülkesinde insanlar dertlerini paylaşmak ve yardım almak için psikolog veya psikiyatriste gider, koltuğa uzanır, derdini anlatır ve yükünü azaltır.

Bizim ülkemizde ise insanların dostlarının bir görevi de yeri geldiğinde psikolog olmaktır.

Biz yabancıya derdimizi anlatamayız, psikologlarda eş dost akraba ile genelde terapi yapmazlar.

O yüzden bu meslek grubu da çok para kazanamaz!

Derdimizi dinleyeni bulunca, bulduğumuz da işin profesyoneli olan psikolog olmayınca, iş dert dinlemenin yanında dedikodu olup gidiyor.

Bizim ülkenin dedikodusunun çok olmasının nedenlerinden biri de budur.

Beleş olan dedikodu yapmak varken kim o kadar parayı psikoloğa verecek?

Mis gibi Vallâhi.

Yarın seçim var hayırlısı ile.
Adıyaman için içtiğim kahvede yönetim değişikliği olacağını görmedim.

Üç vakte kadar artık beş yıl mı desem on yıl mı desem memleketin toparlayacağını düşünüyorum.

Fincanın kenarında uzun bir yol da görünüyor, çevre yolu mu bizim geleceğimiz mi Allah bilir, ben fincanın yalancısıyım.

Kuş veya kuşa benzeyen bir şey ile murad anlamına gelen at görmedim ama bir sürü düzensiz biçimsiz bina gördüm.

Tüm dikkatimi verip incelediğimde fincanın dibinde bir tas ve hamama benzeyen bir şey vardı ama ne yalan söyleyeyim o da değişmiş gibi gelmedi.

Tüm belediye ve mahalleler birer hizmetkâra(!) teslim edilecek ama bu kadar efendinin olduğu yerde bu garibanlar(!) bu işleri nasıl yapacak bilmiyorum.

Allah sonumuzu hayretsin.

Selam ve dua ile…