Şerife Güler


Beterin Beteri Var

İnsanı kınamak, ayıplamak kolay, zor olanı anlamaya çalışmak. Nedenini, niçin yaptığını öğrenmek, söylemek istemediği gerçek sebebini öğrenmek?


İnsanı kınamak, ayıplamak kolay, zor olanı anlamaya çalışmak. Nedenini, niçin yaptığını öğrenmek, söylemek istemediği gerçek sebebini öğrenmek?

Hayat pahalılığı özellikle büyük şehirlerde tek maaşla memur dahi olsan geçinmeyi zorlaştırıyor. Asgari ücret ise hem büyük şehirde hem küçük şehirlerde hatta memleketinde  yaşamı karşılamada yetersiz kalıyor. 

Büyük şehirlerde evdeki tüm bireyler çalışmak zorunda. Tek bir maaşla geçinmek imkansız. Kirası, faturası, ulaşımı, gıda masrafı kaç maaş eritiyor? 

Büyük kentlerde çarpık kentleşme önemli bir sorun olduğu gibi maalesef çarpık aile yapısı da en büyük meselelerden biri. Evlatlarına sahip çıkmayan ebeveynler, ailesinin yükümlülüğünü almayıp eve uğramayıp, gönlünü hoş eyleyen beyler, boşanmış aileler…

Emekliler, daha az maaşla ve sigortasız çalışmayı kabul eden Suriyeli ve diğer göçmenler ucuz iş gücü sağlıyor. Milyonlarca asgari ücretle çalışanlarımız da var. ‘Ekmek aslanın ağzında ‘denirdi eskiden şimdi midesinde diye değiştirdiler atasözünü. Üniversite eğitimi alsan tanıdığın yoksa kolay kolay iş bulamadığın dönemdeyiz.

Ekonomik koşulların yanı sıra aile desteğinin olmayışı kadının çalışmasını zorunlu hale getiriyor.

Yargılamak benim ne haddime diyerek, maalesef ki kadınlar bedenlerinin ticaretini yaparak hayatta kalmaya, anormal şekilde, normal bir hayat sürmeye çalışıyor.

Hayat kadını olarak ekmek kazanılır mı diyenler olabilir, ancak metalaşan kadın bedeni kadının sermayesi oluyor. Beden ticareti ile hayatlarını idame ediyor.

 Maalesef görüyoruz çocuklarından, yakın çevresinden gizledikleri işleriyle çocuklarına bakıyor, onları kendi düştükleri yanlışa, mecburiyete bağlı kalmasın diye uğraşıyorlar.

Ne oldum demeyip, ne olacağımız belirsizliğini her zaman hatırımızda tutarak, insanları ayrıştırmayıp, etiketlemeden, yargılamadan, küçümsemeden; doğru olmadığını bilerek, yapabilecek bir şeyleri olmadığı için son çare olarak mecburiyetten yaptıklarını düşünelim.

Ancak bugün haberde okuduğum ve insanlardan duyduğum ‘eş değiştirme’ meselesi söyleyecek hiçbir şey bırakmadı. Toplumsal değerleri alt üst eden, Kuran-ı Kerim’de yasaklandığı halde yapılan, kelimelerin gereksiz harcanmasına değmeyecek aciz bir durum. 

Beterin beteri vardır deriz hani bu beter durumlar bitmiyor. Toplumda yanlışlar girdabı oluşmuş gibi artık hayret etmediğimiz; aslında yabancı kanallardan yıllar önce inancımıza, kültürümüze uymayan yaşam biçimleri filmler aracılığıyla önce zihinlere girdi sonra da hayatlara. 

Kötü bir durum, toplumsal bozukluk beterin beteriyle normallik kazanıyor. Bazen birilerine diyorum hırsızlık. Cevaben daha büyük hırsızlıklardan bahsediliyor, sen onları görsen bu ne ki diye küçümseniyor. Çaresiz kalan kadının ekmek kapısı olarak yaptığı, aykırı olmaktan çıkıp normalleşiyor. Allah ıslah eylesin. 

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın da demiyorum…