Üzeyir Ergül


Asrın Felaketi Aldatmacası

Evet yaşanan büyük bir tufandı, depremi önleyemezdik. Ancak önlemler alınabilirdi. Kayıp en aza indirilebilirdi. Sonrası için büyük dersler çıkarmak gerekiyor.


Resmi rakamlara göre 55 bin civarı ölü. Kredi kartı ve telefon şebekeleri verilerine göre 300 bine yakın kullanılmayan kredi kartı ve aktif olmayan GSM hattı. 

Yerle bir olmuş kadim şehirler. Evleri ve iş yerleri yıkılan on binler. Toprağından olan insanlar. Ve yitip giden yaşanmışlıklar.

Yaşayanlar yaşananları ifade etmek için kelime bulamazken biri çıkıp yetkililerin ağzına pelesenk olacak tabiri buldu “Asrın Felaketi”.

Evet yaşananlar, ailesinden ve sevdiklerinden kayıpları olanlar için kelimelere dökülemeyecek kadar ağır. Ağırlığın farkında olacaklar ki yetkili erkler kaybı olanlar için bir tabir buldu. “Asrın felaketi” ve devamında “Şehadet şerbetini tadan ölüleriniz var.” Dendi. Sorumluluklarını yerine getirmeyenler, süreci yönetemeyenler ilk tabiri “Asrın Felaketini” kendileri için, “Şehadet” tabirini kayıpları olanlar için kullandılar.

Şehadet kelimesi bu yazının konusu olamayacak kadar derin bir mevzu. İnananlar için bir anlam ifade ediyor. İlahi bir tarafı var. Ve o taraf resmi bürokrasinin ilgi ve yetki alanına girmiyor ve girmemesi gerekiyor.

Asıl meselemiz asrın felaketi tabiri. Son yüzyıl içinde o kadar çok felaket tarihe not düşülmüş ki, hepsi kendinden önceki yaşanmışlıklara hiç benzemiyor. 1970 yılında Pakistan ve Bangladeş’te meydana gelen kasırgada 500 bine aşkın insan canından olmuş. Endonezya’da meydana gelen 9.1 şiddetindeki deprem ve sonrasında yaşanan tsunami felaketinde resmi rakamlara göre 270 bin insan yaşamından olmuş. Covid-19 salgınıyla beraber yaşanan pandemi sürecinde resmi rakamlara göre 6 milyon 800 bin insan vefat etmiş.

Evet bizlerin yaşadığı yukarıda saydıklarımdan daha büyük bir tufan değildi. Ancak 2021 Adıyaman AFAD raporu incelendiğinde göz göre göre gelen bir felaketi yaşadığımız ortaya çıkıyor. Deprem gerçeği ciddiye alınsa belki ölenler içinden en az 1 kişiyi bile kurtarabilirdik. O “1 kişi” yaşanan tüm maddi kayıplardan çok daha kıymetli. Şehirler yıkılır yeniden kurulur, evler tuzla buz olur yeniden dikilir. Ancak giden 1 can geriye gelmiyor.

Evet yaşanan büyük bir tufandı, depremi önleyemezdik. Ancak önlemler alınabilirdi. Kayıp en aza indirilebilirdi. Sonrası için büyük dersler çıkarmak gerekiyor. Büyük dersler için ihmalde parmağı olan herkesin adalet önünde hesap vermesi gerekiyor. Görevlerinden el çektirilmeleri gerekiyor. Liyakat yoksunlarının 1 dakika bile o koltukları işgal etmemesi gerekiyor. Asrın felaketini değil asrın ihmalkarlığını yaşadık.