Uğur Dündar


Afete Dirençli Kentlere İhtiyacımız Var

Sadece Konutun afete dirençli olmasına odaklanma(ma)lıyız. Geleneksel imar plan yaklaşımını kurtarıcı görmeyin...


Ne Yapma (ma)lı !!!

Bastığın Yerleri "Toprak" Diyerek Geçme -Tanı!-

Merhum Mehmet Akif üstadın tüyleri diken diken eden o mısrası...

Yaşadığın ve yaşayacağın zemini tüm detayları ile tanımak. 

Afete Dirençli Kent Olmak Sadece Yapı Stokunun Yenilenmesi Değildir;

Elbette barınmayı önceleyen bir strateji ile hareket edilir lakin konut ve çalışma alanlarının bütünlüğünü sağlayan altyapısıdır. Öncelikle altyapı (kanalizasyon-su-dogalgaz-yol-elektrik) afete dirençli olmalıdır. 

Sadece Konutun afete dirençli olmasına odaklanma(ma)lıyız.

Geleneksel imar plan yaklaşımını kurtarıcı görmeyin...

Üzülerek söylemeliyim ki geleneksel imar planında iki boyutlu çözüm ve tasarım vardır. Lakin üçüncü boyut algılanamadan kesin çözüme ulaşılamaz. Bu sebeple geleneksel planı yeterli bulma(ma)lıyız.

Komşuluk ölçeğinde alt bölgelere ayrılmış ve tüm detayları ile tasarlanmış strüktürel planlara sadık kalıp manasız aşırı yoğun alanlar oluşmasına izin verme(me)liyiz.

Zeminin sert olduğu alana "esnek" 

Zeminin yumuşak olduğu yerlere "esnek olmayan"

-Hafif- binalar yapmalıyız.

"Beton-demir mutlak ve yegâne yapı malzemesidir. Alternatifi yoktur"

Gibi sığ kabullerden kurtulmalıyız.

Afet bilinci yüksek toplumlar olmadan bunların hiçbiri pratikte sürdürülebilir olmaz bunu unutma(ma)lıyız...