Dr.M.Akil Yağımlı


6 Şubat Muhasebesi – 3

Her bakımdan şartların olumsuz olduğu zamanlarda hâliyle olumsuz şeyler de yaşandı. Gönül isterdi ki Hak’tan gelen iyi şeyleri karşıladığımız gibi kötü şeyleri de olması gerektiği gibi yaşayalım ama olmadı.


Her bakımdan şartların olumsuz olduğu zamanlarda hâliyle olumsuz şeyler de yaşandı. Gönül isterdi ki Hak’tan gelen iyi şeyleri karşıladığımız gibi kötü şeyleri de olması gerektiği gibi yaşayalım ama olmadı.

O günden sonra yaşanan olumsuzlukları genel olarak konu etmekten uzak durmaya çalıştım, kötü günlerdi konuşarak daha da kötüleştirmemek için. Bazen yapabildik bazen yapamadık ve bu günlere geldik.

O hummalı günler bitti, etkiler azalmaya başladı derken sene-i devriyesi de oldu. Evet artık sırası değil diye konuşmadığımız şeyleri konuşabilme vakti geldi. Öz eleştiri ağırlıklı bir muhasebe yapmak şart. Çünkü bu şehir, bu insanlar, bu toplum ve buradaki hayat devam ediyor. Sicilimize bir şeyler eklendi ama yeni kimlik edinme durumunu da yaşayacağız bu süreçte. Öyle veya böyle bu Adıyaman hep var olacak. Yeni bir Adıyaman şekillenecek. Biz olsak da olmasak da. Bu şehir, bu şehirde yaşananlar, bu şehrin yaptıkları, huyları, alışkanlıkları, sahip oldukları, sundukları, vaziyeti/görünümü… sonuçta bizi temsil ediyor, bizimle müsemma, biz onunla anılıyoruz, o da bizimle. Yaşananlarla birlikte bu şehir bizim kimliğimizin bir parçası sonuçta.

Hem Allah korusun, başımıza bir daha böyle bir felaket gelirse ne yapmalıyız hem de –sonuçta bu, hayatın acı bir gerçeğiymiş ki çokça konuşuluyor da, Allah vermesin ya da gecinden versin- bizden tecrübe kazanabilme imkânı olan başka şehirlere, insanlarımıza hayati bilgiler kazandırmak, faydalı olmak gayesiyle.

Ne oldu, neler yaşadık, ne yaptık, ne yapılabilirdi, ne yapmalıydık, neyi iyi yaptık, neyi kötü yaptık?

Devam edecek…