Gördük ki kıyameti de yaşasak birkaç gün sonra yine kötü huylarımız, alışkanlıklarımız tekrar beliriveriyor. Bu durum senin, benim, bizim iyi ya da kötü olmamızla ilgili değildir. Bu insanın/yaratılmışın/beşerin hâlidir.
İlk zamanlar için bir şey demiyorum; elbette koordinasyonsuzluklar, karışıklıklar, problemler olacaktır, bu normal, çünkü çok büyük bir afetti. Haftalar, aylar sonra hâlâ su, ekmek ve muhtelif ihtiyaç malzemelerinin dağıtılması doğru bir uygulama değildi. Suçlu olan insanlar değil dağıtanlardı. İyilik yapacağız diye insanımıza dilencilik alıştırıldı sonra da dilenci diye suçlanıp eleştirildi. Kardeşim sana bu işten para kazan demiyoruz ama hiçbir şeyi de bedava dağıtma. Hem bedava dağıtıp hem de 21.yüzyıl insanından ihtiyacı kadar alması erdemliliğini beklemek gerçekçi ve doğru bir davranış değildir. Bedava ekmek dağıtırsan tedbiri artırıp fazla almama fırsat verirsin. Bunu yapma. Ekmeği 1 lira yap ama bedava verme. Bulguru, pirinci, battaniyeyi, kıyafeti, sabunu, suyu; tanesini/kilosunu 1 liraya ver ve aynı zamanda sayılı ver. O zaman insanın gereksiz almasının önüne geçebilirsin. Bedava dağıtmak iyilik yapmak değildir hatta yüzde 51 kötülük yapmaktır.
Bu kadar şişelerle su dağıtıyorsun ama bu şişelerin oluşturduğu çöp ve çevre sorununu da hesaba katmalısın. Örneğin iki şişe su almak isteyene daha önce aldığı suyun boş şişesini toplayabilmek için iki boş şişe getirme mecburiyeti konulabilirdi.
Devam edecek…
