Dr.M.Akil Yağımlı


6 Şubat 2023

Meğer güzel son günmüş, son saatlermiş. Ve ‘gerçekten muhteşem bir hayatımız varmış’ diyeceğiz, ertesi günden sonra hep.


Soğuk bir kış günü. ‘Onbeş tatil’in son günü, pazar günü. Ertesi gün okullar açılacak, ikinci dönem başlayacak. Öğlen gibi haber yayıldı, kar yağışından dolayı yarın okullar tatil, tatil bir gün daha uzamış oldu. (Hâlâ ‘hava muhalefetinden dolayı yarın okullar tatil’ cümlesi bana ürkütücü ve sevimsiz geliyor.) Çok kişiyi dinledim, herkesin binbir türlü hikâyesi var, anlatmakla bitmez. Ama genel olarak güzel bir gün, kış mevsimi, hava soğuk ve tatil…

Meğer güzel son günmüş, son saatlermiş. Ve ‘gerçekten muhteşem bir hayatımız varmış’ diyeceğiz, ertesi günden sonra hep. 

Sabaha doğru, hayatımıza kasteden, kaç olduğunu göremediğimiz ama sonra ezberleyip beynimize kazıyacağımız 4.17 dedikleri o meş’um anda sallandık, korktuk, korunmaya çalıştık, kurtulmaya çalıştık… Kurtulduk mu kurtulamadık mı bilmiyoruz. Önce varlığını görebilenler kurtuldu sayıldı, göremeyenler öldü gibi oldu. Ancak saatler ilerledikçe, günler geçtikçe, adeta kıyamet provası yaşanmaya devam ettikçe, çaresizlik, zorluk, yokluk yaşandıkça, duvara yazılacak o özlü söz doğdu, çok doğruydu: ‘’Ölen kurtuldu, kurtulan öldü’’.

Aslında kurtulmak diye bir şey yoktu. Kötü olan hangisiydi ki kurtulmak hangisi olsun. Sevdiklerini kaybedip sağ kalmak mı kurtulmaktı, yoksa daha fazla kötü şey yaşamak, görmek ve duymaktansa kurtulup gitmek miydi? Bunları düşünecek hâle gelmiş olmaktı aslında, asıl ölüm. Ve aslında her şey ve herkes ölmüştü, bütün şehir ölmüştü. Yürekten döküldü çok edebî söylendi: “Hepimiz öldük, bazılarımızı gömdüler“.

Çocukluğum, gençliğim, evim, sokağım, yürüdüğüm yollar, eşim, dostum, arkadaşım, memleketim Adıyamanım… İsmi de hazırmış hani bir acıya uyarlanmaya, sahipsiz olduğu kadar garip ve mahzunmuş da. Artık yaman olmanın adı değil, acı olanın yamanı olarak anılacaktı Adıyaman. Yakışmaz olaydı, uydu da: ‘Acıyaman’

Soğuk bir kış günüydü. Sabaha doğru; sallandık, sarsıldık, dağıldık. Kıyamet koptu. Hiçbir şeyin bir önemi kalmadı, her şey değersizleşti. Özümüz kendimize yük oldu. Ve gördük ki acının bile bir tadı varmış; Allah tatsız acı vermesin. Allah bir daha hiç kimseye böyle bir afet göstermesin!

Ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve afiyet olsun.