Devletimiz Büyüktür!
Bu cümle depremde yakınlarını kaybedenler için kurulan en absürt teselli cümlesi oldu. Çünkü insanlar seslerini duydukları halde yakınlarını kurtaramadı.
Enkazın dışındakilerin de içindekilerin de içinde bulundukları içler acısı hali... Dışarıdakilerin içeridekilere seslenişleri çaresiz çığlıklar olarak kaldı, içeridekiler duyduysa bile...
Ve sesler zamanla hissizleşti, sonra kesildi kulakları ve yürekleri sağır eden bir sessizlikle... Hem enkaz altındakinin hem bir ömür boyu enkaza gömülen yakınının.
Sevdiklerinin enkaz altındaki sesleri de sessizlikler de yakınlarının kulaklarında bir ömür boyu yankılanacak. O ses hiç unutulmayacak.
'Ses varken ekip yoktu, ekip varken ses yoktu.' Bu cümle yaşananları özetleyen en iyi cümle oldu. Olması gereken zamanda olması gereken yerde olmamanın telafisi yok...Çünkü 'Hayat Memat Meselesi'nde 'Memat' tarafına terk edilenlerden 'Hayat' tarafından özür dilenmez.
'Asrın Felaketi' dendi medya organlarında. Ama gelinen aşamada çok sıradan bir olayı yaşamışız gibi erken unutturulmaya çalışılıyor her şey. Ülkenin gündemi birden değişiverdi. Oysa devam eden artçılar, su altında kalan çadırlar ve teslim edilemeyen konteynırlar var daha. Ve insanlar halen yemek kuyruklarında.
Normalleşme adı altında unutturulmaya çalışılan bir dönemden geçiyoruz. 'Asrın Felaketi' sözcüğü yalnızca yetersizliğin üzerini örtmeye çalışan bir cümle olarak yer ettirilmeye çalışılıyor belleklerde. Felakette hiç sorumluluğu yokmuş gibi kimsenin.