Murat Kavak


Yaratıcı Yıkım

Yaratıcı Yıkım


Doğumun ve ölümün, yenilenme ile eskimenin, oluş ile bozuluşun dünyasında yaşıyoruz.

Bu dünyada yeni olan her şey eskimeye ve sonuçta da yok olmaya mahkumdur.

Fizikçilerin entropi dediği evrensel bir yasadır, oluş ve bozuluş.

Bastığımız toprak milyonlarca yıl önce yaşayan canlıların kalıntılarını taşır. İnsanın eskiye basmadan adım atması mümkün değil. Her yenilik üzerinde yükseleceği, temellerini atacağı bir birikime, önceden oluşmuş sonradan bozuluşa uğramış zemine muhtaçtır. Bu yüzden her yeni gelen içinde önceden gelenin izini taşır.B u sebeple evrende saf yeni hiçbir şey yoktur. Her yeniye eskinin kokusu sinmiştir.

Yenilik, eski olanın yıkımı demektir aynı zamanda. Yeni açılan kapı eskisini kapatır ancak kimi kapılar kapanırken yıkılır, kimi kapılar ise yeni açılan kapıyı ışığıyla aydınlatır. Ünlü İktisatçı Joseph Schumber'in tabiriyle 'Yaratıcı Yıkım'dır bu.

Yaratıcı yıkım, daha iyisini getiren yenilik, yıkılan binanın üzerine yapılan daha sağlam bina gibi tanımlayabiliriz. Daha sağlamı yapıldığında yıkım anlam kazanır. Ancak her yıkım yaratıcı yıkım değildir, her yeniliğin iyi olmadığı gibi. Bazen yıkım öyle şiddetlidir ki geriye hiçbir şey bırakmaz.

Bazen de yeni olanın eskiyi aratma durumu da mümkün olabilir. Buna “yaratıcı yıkım” değil, “aratıcı yıkım” demek daha uygun olur. Yeni olan eski olanı yıkmış ancak yerine koyduğu şey eskinin verdiği faydasını sağlamamıştır. İnsanlar yenilik peşindeyken bazen elde etikleri şey nostaljik bir hüzün oluverir.

Bizim bir yanımız hep yenilenmek isterken, bir yanımızda elindekinin değerinin kıymetini bilir. Yeniyi isteyen yanımız arzu edici, kıymet bilen yanımız ise koruyucudur. Bu bakımdan insanın doğasında yenilikçi tarafla muhafazakar taraf her zaman iç içedir.

Her yaptığımız seçim, her tercih ya yeniler ya eldekini korur. İnsan, kendini seçimleri ile var eder. Varlığı doğaya, varoluşu ise kendine bağlıdır. Platinos'un kendi kendini yontan heykel benzetmesi gibi her seçimimizle kendi kendimizi inşa ederiz. Bu anlamda her insan, kendi kendinin heykeltraşı, kendi hayat kitabının yazarıdır. Tüm bunlar yeni konusundaki tercihlerimiz ya da eldekileri korumaya yönelik tavrımızın sonucudur.

Her seçim yeni bir adım, her yeni adım yeni bir umuttur. Umut için de yeni olana verilmiş hazır bir kredi taşır bu sebeple her umut edilen şeyde içkin bir iyimserlik mecvuttur. İyimserlik yitirildiğinde umutta yitirilir.

Yeniliklerin, yaratıcı yıkımlar getirdiği, her yeni yapının eskisinden güzel ve sağlam olduğu, keşkesiz seçimler yaptığımız bir dünyayı kurmak isteriz Böyle bir amaca ise aklın zemininde yükselen temiz bir vicdan ile ulaşılabilir.