Hiç kimsenin görmediği, hiç kimsenin farkına varmadığı ve neredeyse herkesin bihaber olduğu tarihi eserler, ne kente ne de dünyaya bir fayda sağlamayacaktır.
Bu açıdan, gün yüzüne çıkan her eser, Adıyaman’ın geçmişini geleceğe taşımaya vesile oluyor. Turuş Kaya Mezarları da, Adıyaman’ın geçmişini geleceğe taşımaya aday yerlerden birisi.
Adıyaman, -deyim yerindeyse- bir açık hava müzesi konumunda ama müzenin birçok eseri kırk kilitli odalarda saklanan hazinelerden farksız.
Nemrut Dağı’nın gün yüzüne çıkmayan bölümleri, Kommagene eserlerinin çoğunluğunun henüz ortaya çıkmamış olması, Perre Antik Kentinin belki de çok az bölümüne ulaşılmış olması, ilçelerde, farklı yerlerde bulunan ama henüz turizm gezisi listesine alınmamış yerleri de kattığınızda Adıyaman’ın keşfedilecek daha çok yönünün olduğu anlaşılır.
Hem tarihi hem kültürü hem de dini yönüyle (başta da Safvan Bin Muattal Hazretlerinin Türbesi olmak üzere) Adıyaman, gezilip görülmesi, keşfedilmesi ve tarihe ışık tutan eserlerinin dünyaya açılması gerekir.
Ne ki, daha Adıyaman’ın tarihi bile tam yazılmamışken, 40 kilitli kapının arkasına konulup, anahtarını da suya atmışken, bütün bunların olması beklenemez.
Adıyaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün Adıyaman tarihini gün yüzüne çıkarma, kültürel gezilerle öğrencilere tarihi sevdirme ve öğretme çabası çok güzel ama hepsinden önce, Adıyaman’ın tarihini kapsamlı bir şekilde ele almak gerekiyor…
