Hikmet Kızıl


Survivor Evi!

Ve her insan önem verdiği şey üzerinden imtihan olunur. Okuldan bir arkadaşım bir gün beni evine yemeğe davet etti. Haliyle davete icabet gerekir.


Efendim ben Başak burcuyum malum.

Temiz, titiz, zeki, acayip yakışıklı ve muhteşem üstü olağanüstü insanlar olarak tanınıyor başak burçları :)

Temizlik ve hijyen de biz muhteşem ötesi başaklar için çok önemlidir.

Ve her insan önem verdiği şey üzerinden imtihan olunur.

Okuldan bir arkadaşım bir gün beni evine yemeğe davet etti. 

Haliyle davete icabet gerekir.

Akşam yemeğine gideceğim, eli boş gitmek olmaz deyu pastacı Çetin abiden o bütün dünyada konuşulan yiyenin bir daha tövbe ettiği baklava ve Sütsüz Nuriye siparişi verdim.

"Paket yap oradan uğrar alırım" dedim.

Sütsüz Nuriye olur mu? Diye sorduğunuzu duyuyorum?

Olmaz ama gel de pastacı Çetin abiye anlat bunu.

Yelkovan ve akrebin koşturmacası akşam yemeği saatini haber veriyordu.

Arkadaşın evine vardım, zili çalıp içeri girdim, hoş beşten sonra nihayet oturdum.

Evde kesif bir küf kokusu var!

Oturduğum çekyattan da fena bir koku burnuma doğru hücum ediyor.

Televizyon açık; ama üstündeki toz tabakasından sunucunun kafası çok görünmüyor.

Gidip Televizyonun ekranına "Beni Yıka" yazmamak için kendimi zor tutuyorum.

Alındığı ilk günden beri bir kere olsun toz beziyle tanışmamış bir Televizyon izliyoruz!

Sofra kurulmadan akşam namazını eda edeyim bari dedim.

Arkadaşım, tuvaletin yerini gösterdi. 

Abdest aldım. 

Orada asılı olan rengi en açık havluya uzanıp yüzümü kurulamak istedim.

Aman Tanrım!

My Allah’ım!

Kurban olduğum Rabbim...

Bu nasıl bir koku!

Haşim abinin ayakları gibi kokuyor.

Havlunun arasında deve ölmüş de 1 yıldır gömülmemiş gibi!

Bu ölüm tehlikesini atlattıktan sonra, bana namaz kılacağım oda gösterildi.

Boş bir yere seccade serilmiş.

Evin muhtelif yerlerinde iki parmak toz var.

Küf kokusu içimde 2+1 kaçak ev inşa etti. 

Zinhar ruhsat vermesem de artık içimde küf kokulu kaçak rezidanslar var!

İftitah tekbirini getirip huşu içinde namaz kılmak istiyorum.

Hz. Ali' nin savaşta ayağına ok saplanınca namaza durması ve huşu halindeyken ayağından okun çekilmesini fark etmemesi hadisesi geliyor aklıma.

Birazdan namaza başlayacağım ve o kesif küf kokusu yok olacak, cennet kokuları alacağım diye ümit ederek namaza durdum.

Rükudan sonra secdeye vardım ki Allah’ımmmm!

Seccade de de Haşim abi gibi kokuyor!

Haşim abinin çorapları üstünde secdeye gidiyorum sanki!

Nefes almamaya çalışarak namazımı kıldım.

Ya Hz. Ali gibi huşu içinde kılamadığım için imanımın ve takvamın zayıf olduğunu düşünerek üzüldüm.

Çünkü o kokudan dolayı, açıkça kaç rekat kıldığımı dahi hatırlamıyorum.

Alnımı secdeye koyup kokuyla buluşma sonrası "Allah-u Ekber" deyip kalkmam arasında ışık hızı vardı.

Dünyanın en hızlı secde rekoru bende olmalıydı.

Allah’ım sen affet!

Ya benim takvam ve imanım çok zayıftı, Ya Hz. Ali çok çok takvalı idi veya ev çok kirli!

Namazdan sonra yemeğe oturduk. 

Masa örtüsü leş gibi, sandalye pantolonumun kumaşını çok sevdi ki yapışıyor!

Önümdeki bardaktan bir yudum su alayım dedim. Bardak aylarca yıkanmamış akvaryum gibi kokuyor.

Arkadaşım ve eşi bir şeyler anlatıyorlar ama ben sadece anlıyormuş gibi gülümsüyorum arada. 

Çünkü artık yemekte değil survivor adasındayım ve ölmeden bu ölüm adasından çıkmak istiyorum!

Nezaketen tabaktan bir şeyler alıyormuş gibi yapıyorum.

Kokudan kirden pislikten ölmemek için direnirken bir şeyler yutabilmek imkansız!

Bu arkadaşlar bunca pisliğin, mikrobun arasında nasıl hayatta kalıyorlar anlamış değilim.

Ama sonradan anladım ki mikroplar da bunları kendilerinden sandığı için bu arkadaşlara zarar vermiyor!

Ama emin olun evi sabunlu suyla temizleyin, çamaşır suyu ile silin, muhtemelen arkadaşım ve eşi temizlikten zehirlenirlerdi, bünye alışık değil sonuçta!

Tabakta yemeğim olduğu gibi duruyordu. 

Bir ara punduna getirip tabaktaki yemeğimi yakındaki çöp kovasına döktüm üstüne de birkaç peçete atıp maktulü gizledim!

Salona geçtik çaylar geldi ama ben artık kokudan pislikten ölmemek için buradan nasıl çıkarımın hesabını yapıyorum.

Bütün trigonometriyi tekrar ettim kafamda.

Bütün olasılıkları, ihtimalleri...

Sonra başka arkadaşıma mesaj atıp beni aramasını, acil gelmem gerektiğini bir bahane ile beni buradan çıkarmasını istedim.

Birkaç dakika sonra mesaj attığım arkadaş arayıp "çok hastayım apandistim grip olmuş" gibi saçma sapan bir hastalık uydurdu.

Ben de acilen onu hastaneye götürmek bahanesiyle izin isteyip kale fethetmeye giden yeniçeri gibi koşarak olay mahallinden uzaklaştım.

Ölmeden olay yerinden kurtulduğum için ilk gördüğüm orta refüjde iki rekat şükür namazı eda edip içime çimen kokuları çektim.

Sonra hızla eve koşup banyoya girdim. 

2 saat sabunlanıp çıktım, tertemiz pijamalarımı giydim.

2 litre kolonya ile evi dezenfekte ettim

Üstümden çıkardığım kirlileri bir çöp poşetine koyup en yakın konteynere attım.

Dünyamıza mikropların yayılmaması gerekir sonuçta!

Bir ara belediyeyi arayıp arkadaşın evini "çöp ev" diye ihbar etmek geçtiyse de içimden sonra benim ihbar ettiğimi tahmin eder diye vazgeçtim.

İlk fırsatta telefon numaramı değiştirdim ki bir daha beni arayıp yemeğe davet etmesinler.

Bir gün yine yolda karşılaşırız diye çok korkuyorum.

Başka ile tayin dilekçem önümde bekliyorum.