Ramazan Sayfası


Ramazan Sayfası 27

Bu sayfa Adıyaman İl Müftülüğü tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından yararlanarak hazırlanmıştır.


ÂYET-İ KERİME

 “…Adını anarak birbirinizden talepte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, hepinizi görüp gözetmektedir.” (Nisâ, 4/1)

HADİS-İ ŞERİF

“…Allah’a ve âhiret gününe inanan, akraba ilişkilerini sıkı tutsun…” (Buhârî, Edeb, 85)

 

ALLAH’IN SIKI TUTULMASINI EMRETTİĞİ BAĞ: SILA-İ RAHİM

Kişinin en yakın daireden yani ana-babasından başlayarak, yakın-uzak akrabalarına, dost ve komşularına, hatta muhtaçlara kadar uzanan iyilik yapacağı insan ağını ifade eden sıla-i rahim, “onları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma, maddi-manevi yardımda bulunma” anlamında, önemli bir dini kavramımızdır. Bir âyette, Müslüman'ın iyilikte bulunacağı kişiler şu şekilde sıralanır: “Ana-baba, akraba, yetimler, yoksullar, yakın komşu, uzak komşu, yakın arkadaş, yolcu ve insanın yönetimi altında bulunanlar.” (Nisa, 4/36). Diğer bir ayette de insanın maddi yardım yapması gereken kişiler; “ana-baba, akraba, yetimler, yoksullar ve yolcu” (Bakara, 2/215) olarak belirtilir. Görüldüğü gibi, bu iki âyette de önce ana-baba, sonra akraba zikredilmiş, daha sonra da, iyilikte bulunulacak diğer kişiler sayılmıştır. Sıla-i rahim; ailemizle, akrabamızla, komşularımızla ilişkilerimizi sürdürmek için önemli bir vesiledir. Sıla-i rahim, akrabamızla ilgilenmektir. Onların sevinçlerini, kederlerini paylaşmaktır. Birbirimize güvenli bir liman olmaktır. Darda kaldıklarında yakınlarımızın yardımına koşmaktır. Düştükleri vakit ellerinden tutup onları kaldırmaktır. Dünyanın türlü hengâmesinde bitap düşen zihinlerimizi, gönüllerimizi birbirimizin şefkat, merhamet ve muhabbetiyle rahatlatmaktır.

Kur’ân ve Sünnet'te sıla-i rahmin önemi, gayet açık bir şekilde ortaya konmuştur. Konuyla ilgili âyet ve hadislerde, sıla-i rahmin yerine getirilmesi emredilerek, bunu yapanlar övülür. Akrabayla irtibatı kesrnek ise, yasaklanarak, bu konuda dikkatli olmayanlar yerilir.

Bir ayette, Allah'ın emrettiği üç husus, “Adalet, iyilik yapmak ve akrabaya bakmak” (Nahl, 16/90) şeklinde sıralanır. Diğer bir âyette de “Allah'a kulluktan sonra, ana-babaya, akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik yapmak” (Bakara, 2/83) emri vardır. Başka bir âyette ise;  “Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolcuya da. Ama gereksiz yere de saçıp savurma” (İsra, 17/26) buyrularak, yardımda bulunulacak insanlar söz konusu edilmektedir. Bu üç âyette de sıla-i rahmi yerine getirmenin önemle vurgulandığını görüyoruz. Kur’ân’a göre, iyi insanların özellikleri arasında, “Allah'ın sıkı tutulmasını emrettiği (bağları) sıkı tutmak” (Ra'd, 13/21) da yer alır. Bu bağlar; “başta akrabalık bağları olmak üzere, kimsesiz ve yoksullara karşı sorumlulukları, komşular arasındaki hak ve görevler gibi insanlar arası ilişkilerden doğan bütün bağları, ayrıca müminler arasındaki din kardeşliğinin öngördüğü manevi ve dünyevi bağların” hepsini içine almaktadır.  

Allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır.” (Ra'd, 13/25). Öte yandan, Allah'ın lanetine uğrayacak ve öbür alemde yerleri cehennem olacak kişilerin kötü işleri arasında, söz konusu edilen bu bağların kesilmesi de zikredilmektedir. Hz. Peygamber, cennete girmesine vesile olacak amelleri soran bir kişiye verdiği cevapta şöyle buyurmuştur: “Hiçbir şeyi ortak koşmaksızın Allah'a kullukta bulunursun, namazı kılarsın, zekâtı verirsin ve sıla-i rahim yaparsın.”  (Ebû Dâvûd, Zekât, 45)

Görüldüğü gibi, akrabalar arasında iyi ilişkileri sürdürmek, Allah'ın emirlerindendir. Dininiz, beşerî saadetin vazgeçilmez şartlarından olan sıla-i rahimin terkini yani akrabalık bağlarının kesilmesini, şiddetle kınayarak yasaklar. Bu konudaki âyetlerin birinde şöyle buyrulur: “Adını anıp kendisini vesile ederek birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlık etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.” (Nisa, 4/1). Koparılmaması gereken bağlar dört şıkta özetlenebilir: 1) İnsanın kendisiyle olan bağı 2) İnsanın Allah’la olan bağı 3) İnsanın insanla olan bağı 4) İnsanın tabiat ve evrenle olan bağı.  

Sonuç olarak; hepimiz bu dünyada gurbetteyiz. Gurbetin hüznü, birbirimize uzattığımız yardım eliyle hafifler. Sılanın sevinci gurbetin zorluğunu azaltır. Bizler, gurbetimiz olan bu dünyada birbirimize ülfet ve muhabbetle muamele edersek Rabbimiz de kıyamet günü bizlere merhametiyle muamele eder. Bizler bu gurbette birbirimize şefkat, merhamet ve samimiyetimizi ikram edersek Rabbimiz de ebedi yurdumuz olan âhirette bizlere tükenmeyen cennet nimetlerini lütfeder. 

Öyleyse geliniz!  Bayramı bir fırsat bilip, Rabbimizin rızasını kazanabilmenin şartlarından biri olan sıla-i rahme özen gösterelim. Anne-babamızın, eş ve evladımızın gönlünü hoş tutalım. Yakın-uzak akrabamızla, komşularımızla ilişkilerimizi ihmal etmeyelim. Her biri bizim için bir değer olan yakınlarımızı gurbetin soğukluğuna terk etmeyelim. Hayatın koşuşturması içerisinde farkında olmadan gönüllerimiz arasına duvar örmeyelim. Uzakları yakın eylemek için Ramazan’ın ve bayramın gölgesinde geçirdiğimiz şu günleri fırsat bilelim. 

Unutmayalım ki; asıl sıla-i rahim, sormayanı sorabilmektir. Aramayanı arayabilmektir. Gelmeyene gidebilmektir. Zira asıl yücelik, yalnızca iyiliğini gördüklerimize değil, görmediklerimize de iyilik edebilmektir. 

 Yüce Rabbimiz, bizleri sıla-i rahim bilincinde olanlardan, akrabalık hak ve hukukuna riayet edenlerden eylesin.