Hikmet Kızıl


Oruç Bizi Tut!

Sahurun bereketini, mukabelenin sevabını, iftarın sevincini, coşkusunu, teravihin tadını, teheccüdün güzelliğini, ibadetin manevi hazzını, muhtaç insanlara yardım etmenin verdiği huzuru hissetmeyeceksen aç kalmana gerek yok.


“Hurma satın alırken nelere dikkat edilir?”

“Hangi peynir alınmalı?”

“İftara hangi yemeği yapsak?”

Müslümanların Ramazan gündemi artık bunlar!

Eskiden Ramazan deyince teravihe gideceğiz, iftara misafir çağırıp beraber iftar yapacağız, namazları arkadaşlarla beraber camide kılacağız,

Muhtaç aileleri incitmeden onların ihtiyaçlarını karşılayacağız, ibadetlerimizi daha huşu ile yapacağız diye sevinirdik.

Ramazan, ibadet ayı idi bizim için.

Şimdilerdeyse; bazılarımız için lüks iftarların, zenginlik göstergesi sahurların ayı oldu Ramazan.

Bazı restoranların iftar menüleri bin beş yüz liradan beş bin liraya kadar değişiyor.

Oysa Ramazan israfın, gösterişin, riyanın olmadığı, bilhassa muhtaçların gözetildiği, fitre ve zekâtların ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığı bir ay olmalıydı.

Ramazan aynı zamanda çarşı pazarda fırsatçı çakalların fink attığı bir ay oldu.

Ramazan gelince mübarek bu ayda fakir fukara için indirimler yapması gereken Müslüman esnaf, fahiş fiyat uygulayıp Müslüman kardeşini kandırmaya çalışıyor.

Helal malına haram katmakla meşgul...

Oysa Müslümanlar için Ramazan; hayırlı işler yapmak için fırsat ayıdır. Zirâ bir sonraki Ramazan’ a kavuşacağımızın garantisi yok!

Henüz yaşıyorken ve henüz elinde varken Allah için infak et, bir garibi sevindir, bir yoksula sofranda yer aç.

Yaşlı ve kimsesiz komşuna bir tencere yemek götür iftarda.

Çevrede mukim öğrencilere iftar hazırla...

Kefenin cebi yok, ölünce hayır yapamıyorsun!.

İftara çağırdığınız kişilere otuz çeşit yemek yapmanın da manası yok, günlük evinde ne tüketiyorsanız onu ikram edin mesela.

Oruç, ihlas, samimiyet, takvadır.

Ramazan, ultra lüks sofraların, gösterişin, riyanın yarıştırıldığı bir ay değil; Allah rızası için fakir fukaranın sevindirilip hayırda yarışıldığı bir ay olmalı.

Ramazan, iradelerimizi eğittiğimiz bir okuldur.

Amacı rahmet, mağfiret, arınmak ve takvadır.

Sahurun bereketini, mukabelenin sevabını, iftarın sevincini, coşkusunu, teravihin tadını, teheccüdün güzelliğini, ibadetin manevi hazzını, muhtaç insanlara yardım etmenin verdiği huzuru hissetmeyeceksen aç kalmana gerek yok.

Oruç bizi tutar!

Bizi tutmayan, adam etmeyen oruç; olsa olsa perhizdir!

Ramazan; birbirimize Asr suresinde geçtiği gibi hakkı ve sabrı tavsiye etme aydır.

Birbirimizi iyilik yapmaya teşvik etme vakti geldi.

Bilhassa çocuklara Ramazan ayının maneviyatını öğretmek gerek.

Onlara sahuru, iftarı,  teravihi ve akşama kadar niçin yemediğimizin hikmetini de anlatmalı. 

Onları alıp teravihe götürün mesela.

Unutmayın iyilik kelebek etkisi ile artar, çoğalır.

Bir adım at, gerisi gelecek...

Haydi, ihlas ve samimiyetle kucaklaşıp birbirimize tutunalım. 

Ramazan kardeşliktir...

Hakkını vererek ibadetlerimizi yerine getirdiğimiz bir Ramazan olması temennisiyle.

Ramazan, hepimize sağlık, sıhhat, huzur, bereket getirsin.