Murat Kavak


Farklı Bir Lider:Jose

Farklı Bir Lider:Jose


Farklı Bir Lider:Jose

  Kendisine basın önünde “özel biri” diyebilen herhalde fazla insan yoktur.Ancak yıllar önce İngiltere’ye geldiği ilk günde düzenlediği basın toplantısında bu tabiri kendisi için kullanan kişi Jose Mourinho idi. İngiltereye gelmeden önce Porto’da parlak bir 2 yıl geçirmiş,Şampiyonlar Ligi şampiyonu takımın teknik direktörü olmuştu.Premier League gibi devlerin boy gösterdiği Wenger,Ferguson benzerlerinin sahne aldığı milyonlarca  Sterling tutarında takımların kurulduğu bir arenaya herkese karşı meydan okuyan bir tavırla başlangıç yapmak büyük cesaret gerektiren bir işti. Hemen o yıl anlaşıldı ki Jose, özel biriydi.Takımdan çok futbolcuyla ilgileniyor,yılda milyon dolarlar kazanan her biri bir marka düzeyine ulaşmış futbolcuların gelişmiş egolarını bir kenara bıraktırarak onları bir takımın parçası haline getiriyordu.Kariyeri boyunca hiçbir futbolcu ile kötü bir diyaloğu olmadı.Futbolcularının çoğu onu bir dost kadar sevdiler. Jose bu özelliği ile takım çalışması yapan,topluluk içinde bir organizasyon yöneten bütün yöneticilere de örnek oldu.İyi bir yönetici sadece elini masaya vuran,çalışanları tabiri caizse limon gibi sıkan,disiplinli,astığı astık kestiği kestik insan değildi.İyi yönetici yönettiği insanları,insani bir bakışla anlayan onların duygularını da yönetebilen hem sevilen hem de korkuya dayanmadan  saygı duyulan insandı. İnter’in Şampiyonlar Ligini kazandığı akşam stat çıkışında takım kaptanı Matarrazi’ye nasıl sarılıp ağladığına,o yıl en iyi orta saha oyuncusu seçilen eski İnter’li Sneijder’in ödül töreninde nasıl göz yaşlarını tutamadığına şahit olduk. Onun yönetimindeki takımlardaki futbolcu performansları da arttı.Defans yapmayan hucüm oyuncularının defansif yönlerinin geliştiği de görüldü.Uyguladığı tek santraforlu,iki hızlı kanat oyuncusu ve çizgi dörtlü savunmaya dayalı esnek oyun sistemi diğer takımlar tarafından taklit edildi. Sadece futbolcunun değil,medyanın,kamuoyunun,rakip takımın psikolojisine etki edecek açıklamalar yaptı Jose..Söz düellosuna girdiği Wenger’e “röntgenci” demekten bile çekinmedi.Maç öncesi yaptığı açıklamalar,hakem eleştirileri onu basın karşısında antipatik,kibirli dik kafalı bir insan olarak algılanmasına sebep olsa da aslında o sadece duyguları kendi hedefleri doğrultusunda yönetiyordu.Maç öncesi rakip takımın dengesini psikolojisini bozacak açıklamalarda oyunun bir parçasıydı. Bu özelliği sayesinde hiç manşetlerden düşmedi. Chelsea taraftarları da tıpkı İnter taraftarı gibi çok sevdiler Jose’yi.Bu yıl işler yolunda gitmemesine takım tarihinin en kötü sezonlarından birini geçirmesine karşın,taraftarın Jose’yi kaybetme korkusu maç kaybetme korkusundan ağır bastı.Chelsea,maç içinde yenik olsa bile taraftar durmaksızın onun adını haykırıp desteğini açıkladı.Bu futbol tarihinde görülmüş bir şey olmasa gerek.Taraftarın ona sahip çıkması Chelsea yönetimininde elini kolunu bağladı.Taraftarın sevgisi takımda ona bir dokunulmazlık zırhı giydirmişti.Kim istemez ki dokunulmazlık zırhının sevgi ile yapılmışını.. Çünkü biliniyor ki;Jose’nin çözemedi bir futbol sorununu çözebilecek kimse yoktur. Milyonların sevdiği futbol oyununu daha da güzelleştiren bir insan Jose..Onu futbol severler uzun süre daha futbol dünyasının içinde görmek istiyor.Duygu dünyasını yönetirek nasıl bir lider olunabileceğinin yaşayan bir örneği kendisi.Bize de onun bu başarılarına tanık olmak düşüyor. Onu başarılı kılan şeyin ne olduğunu anlamaya çalışarak.